28 Ekim 2012 Pazar

Veteriner Seçimi ve Hayvanseverlik

Veteriner seçimi evcil hayvan besleyenler için belki de en önemli konulardan birini oluşturuyor. Çünkü hayvanlarımızın mamasını ve suyunu verdikten sonra iş bitmiyor. Onlara en iyi şekilde bakım sağlayabilmek için nasıl çocuklarımıza doktor seçiyorsak kedilerimiz ve köpeklerimiz için de doğru veterineri seçmemiz gerekiyor.

Veterinerimizin evimize yakın olması iyi bir özellik olur. Ulaşımın hızlı ve kolay olması acil durumlarda avantaj sağlıyor. Ancak daha da önemli bir konu da var ki o da veterinerinizin gerçek bir "hayvansever" olmasıdır. Bunu hemen o dakikada anlamınız mümkün olmayacaktır elbette. Zamanla tanıyacaksınız ya da diğer evcil hayvan sahiplerinin tavsiyelerini dinleyeceksiniz. Bir de elbette kendiniz bazı durumlar yaşarken tecrübe edeceksiniz. Ben de sizlerle işte tam olarak veteriner seçimi konusunda sıcak sıcak bir tecrübemi paylaşacağım.

27.10.2012 benim için Haytap Ümraniye ekibinden arkadaşlarla barınak ziyaretleri ile başladı. Sizlerle de paylaştım barınak resimlerimizi. Önce Ümraniye Barınağına gittik. Son derece temiz ve düzenli buldum. Tek sorun gönüllü kabul etmemeleri ve veteriner hekimlerinin bizlere eşlik etmemesiydi. Neredeyse tamamen cins köpek dolu. Hiç kedi yok!!! Ayrıca sakat ve muhtaç hayvanlardan çok sağlıklı hayvanların olması bende acaba diğerleri uyutuluyor mu? sorusunu aklıma getirdi. Ardından hemen yanındaki Üsküdar Barınağını ziyaret ettik. Bizi son derece güler yüzlü, sevgi dolu bir veteriner hekim hanım karşıladı. Müge Hanım bizimle ilgilenirken gözetimindeki hasta ve yaşlı hayvanların durumlarını tek tek paylaştı. Bir de müşade odaları vardı ve içinde zor durumda kalmış kör ve sakat sokak kedilerine baktıkları alanı da gösterdi. Ancak barınak kedi kabul etmiyor normalde. Yani kediler için alan yok ama Müge Hanım ve arkadaşları yaratmışlar böyle bir alan. Her şeye rağmen bakıyorlar onlara. Sahiplendirmeye çalışıyorlar kör kedileri. 

Evimize dönerken sitedeki hayvansever arkadaşım telefonla aradı. Site bahçesinde bakılan kedilerden bir tanesinin arka ayaklarının tutmadığını ve sürekli ağladığını söyledi. Zaten evimize yakındık hemen kardeşimle birlikte gittik kediye bakmaya. Nereye götürebileceğimizi düşünürken arkadaş kendi köpeğini götürdüğü veterineri "Ataşehir Veteriner Kliğini"nin de sahibi Erdinç Bey'i aradı. Kendisi kediyi getirmemelerini ve müdahale edemeyeceğini söyledi. Zaten iki kedi sahibi bir insan olarak bilmediğim veteriner hekimden evvel kendi hekimime danışmanın doğru olacağını düşündüğümden yine Ataşehir'de bulunan "Botanik Vetiner Kliği"ni aradım.

Veteriner Hekim Filiz Hanım'a ulaşmak hiç de zor olmadı. Bugüne kadar ne zaman arasam her zaman gerek fikir danışmak gerekse acil müdahale durumlarında olsun ulaşamadığım hiç olmadı kendisine.  Bu açıdan veteriner seçiminizde ulaşılabilirlik ve güler yüzü de ekleyin. Bizler bu eğitimi almamış hayvan sahiplerine bir durumu anlatmak için üç yaşında bir çocuğa açıklama yapar gibi anlatmak da gerekebilir :)) Bunun için de sabırlı bir veteriner şart Filiz Hanım gibi. 

Hemen kediyi getirmemi rica etti. Ben de kediciği arabaya yerleştirip en kısa zamanda götürdüm. Gerekli ilaç takviyeleri yapıldı ve röntgen çekildi. Zaten kedinin daha önce de kaza geçmişi olduğunu söylemişlerdi ve röntgenler doğruladı. Ancak ne yazık ki mutlu son olmadı bu defa. Kediciği kaybettik bugün. Daha önceki tedavisi tam olarak sonuçlanmadığından ve bir önceki veteriner hekim bir sokak kedisini daha fazla kliniğinde tutup tedavi etmenin maliyetli olacağını düşündüğünden erken salıvermiş. Halbuki bu kediciğin dışarıya hiç bırakılmaması ev bulunması gerekirmiş sinirleri zedelendiğinden.

Bununla beraber aklınızda bulunsun muhtaç bir canlı bulduğunuzda güvenle götürebileceğiniz ve en iyi bakımı alacağınızdan emin olduğunuz veteriner işte tam da doğru veterinerdir sizin ve hayvanlarınız için. Kedinize veya köpeğinize veteriner ararken girin bir kliniğe bakın. Eğer orada tedavi altında sokak kedilerini ve köpeklerini de görürseniz, bu veteriner hekimin hayatta paradan önce canlıya değer verdiğini gösterir. En zor vakalarda bile sonuna kadar mücadele edeceğini gösterir hayvanınızı sağlıkla yaşatmak için. Ben kendi adıma doğru bir veteriner hekim seçtiğimi bir kez daha gördüm. Eğer Ataşehir bölgesinde veya yakınlarında ikamet ediyor ve evcil hayvanınız için veteriner arıyorsanız mutlaka Botanik Veteriner Kliği'nde Filiz Hanım ile tanışın diyorum. Ayrıca web sitesini de ziyaret edebilirsiniz: www.botanikveteriner.com 

17 Ekim 2012 Çarşamba

Kediler ve Obezite

Kim demiş sadece insanlar diyet yapmalıdır J, ki benim ciddi olarak ihtiyacım var, evcil hayvanlarımız da aynı sorundan muzdarip olabilirler. Sokak hayvanları arasında pek görülmeyen obezite ne yazık ki ev hayvanlarımızın en büyük sorunlarından biri olabiliyor bazen. Obez kedilerde ise ileriki yıllarda en çok görülen hastalıklar şeker, körlük ve karaciğere bağlı hastalıklar olabiliyor.

Ev kedilerinin hareketsiz yaşamı obezitenin önemli bir nedeni. Artık avlanma gereği duymadıkları için hareket etmek de istemiyorlar. Eğer kedinizle fazla yakala- getir tarzı oyunlar oynamıyorsanız sık sık yavaş yavaş kilo aldıklarını göreceksiniz. Onlara zaman ayırmak tam bir mecburiyet. Küçük toplar, veya oyuncak bir fare alabilirsiniz. Sadece kediye gösterim evin en uzak köşesine fırlatmanız yeterli. Adeta uçarak yakalayacaktır. Ama bunu en az 5-10 kere yapmanız gerekir. Böylece sadece kedi değil siz de hareket etmiş olursunuz.
Ben en çok Mia ile oynuyorum. Hem genç hem de çok atak bir kedi Minnoş ile kıyaslarsam. Bu nedenle de Minnoş, Mia’dan daha iri. Daha çok yemediğini biliyorum. Ama yeteri kadar dikkatini çekemiyorum Minnoş’un oyuncaklara. Zaten Mia’dan da fırsat kalmıyor. Petshop’tan küçük peluş fareler aldım. İnanılmaz seviyor bunları. Tanesi 1TL bu oyuncakların. Sanırım içine biraz da catnip koymuşlar. Adeta kendinden geçti Mia. Minnoş ise pek önemsemedi. J Minnoş’u da Mia hareket ettiriyor zorla. Birbirlerini kovalıyorlar.
İkinici bir obezite sebebi ise “ev yemekleri”. Bizlerin yedikleri kediler için uygun değil. Evdeki kediye kendi yediklerimizden verdiğimiz zaman onlar için gerekli birçok vitaminden mahrum bırakıyoruz hayvanları. Taurin isimli bir vitamin var kuru kedi mamalarında ve bu  vitamin kedilerin tüyleri, kemikleri için en önemli madde. Bizim yediklerimizde bu madde yok. Arada bir parça tavuk, balık vermeyi kastetmiyorum. Sürekli ev yemeği yedirilen kedilerden bahsediyorum. Ayrıca zamanla, kediler yaşlandıkça hareket kabiliyetleri azalır. Bunu da göz önünde bulundurarak mama seçmeliyiz. Yavru kediler için hazırlanmış bol yağlı ve proteinli bir mamayı tutup 10 yaşındaki kediye verirsek kedinin obez olması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle ambalajları okumak gerekiyor. Uygun mamayı seçip vermeliyiz.
Bir de ucuz petshop mamaları var. Bunların çoğu artık maddelerden yapılıyor ve kedinin ihtiyacı olan esas vitaminlerden yoksun. Bir de bazı olumsuz sonuçları var ki size hem madden hem de manen daha çok yük yaratacak. Ben 8 sene kadar önce Minnoş için ucuz olduğundan petshop maması kullandım. Kedide kronik kabızlık ve kan değerlerinde (karaciğer) yükselme oldu. Minnoş’un tedavisi normalde almam gereken mamayı almaktan daha pahalıya geldi. Size tavsiyem piyasada çok iyi olarak bilinen kapalı ambalajlı ve onaylı kedi maması kullanmanız. Veterinerinize de danışın. Eminim ki sizlere yardımcı olacaklardır. İnanın veterinerler pahalı mama satmıyorlar. Onlardaki mamalar orijinal ve reçeteli mamalar. Ben Minnoş’un bağırsak sorunlarından dolayı bu tür bir mama kullanıyorum. Hill’s k/d isimli mamayı alıyorum. Çok faydasını gördüm. Ama bunu petshoptan bulamazsınız. Veterinerden istemeniz gerekir.
Son olarak da kedinizin kilosunu takip edin. Elinizle severken bile anlarsınız kilo alıp almadığını. Ayrıca veterinerinize muayeneye gittiğinizde kilosunu ölçtürüp kaydedin. Bir sonraki ziyaretinizde durumunu takip edebilirsiniz. Kedilerin cinslerine göre 3-5 kilo arasında olmaları gerekiyor. Bunun üzerindeki hayvanlarda obezite riski çok yüksek. Minnoş 3.3kg, Mia 3.6kg çıktı benim son veteriner ziyaretimde. Yazın Minnoş’un kilosu daha iyiydi. Ben hareketsizlikten olduğunu düşünüyorum kilo artışının. Kısırlaşma da hormon dengesine dayalı olarak bir etmen olabilir ama bu kesinlik arzetmiyor. Kısır olmasına rağmen Minnoş’un normal seviyede kilosunun olması doğru mamayı kullanmamızdan kaynaklanıyor.
Kedilerimiz de bizler gibi aslında. Hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenme aynı şekilde onları da şişmanlatıyor. En iyisi hep beraber diyet yapmak. Ben başladım J kedilerim de öyle J Bu işin sonunda tüm kızlar ince olacak ailede J

© KEDİ GÜNLÜĞÜ - Template by Blogger Sablonlari - Header image by Deviantart